13.Zan(Bid'at): "Lâ râhate fid dünya; Dünyada rahat yoktur." Sözü, Kur'ân-ı Kerim'e ters düşmektedir. Allahû Tealâ bizim dünya hayatında mutlu olmamızı, mutlaka cennete gitmemizi, cennette de mutluluğu devam ettirmemizi emreder. Mutluluk denilen bir müesseseyi yok farz etmek, yanlış bir anlayışın mahsûlüdür. İnsanın manevî tekâmülünün korkuya dayalı olduğu zannedilmektedir. "Allah korkusu insanları kemâle erdirir." diye bir yanlış düşünce, ne yazık ki asırlar boyunca insanları meşgul etmiştir. Ve herkes inanmıştır ki; dünyada rahat yoktur, insanlar hep huzursuz bir dünya hayatı geçireceklerdir ve de İslâm'ın 5 tane şartını yerine getirip cennete gideceklerdir, cennette rahat edeceklerdir. Oysaki Allahû Tealâ'nın insanlar için emri her iki cihanda da mutlu olmalarıdır. Herkes mutlu olabilir. Yapılması gereken şey tek bir dilek; kalben Allah'a ulaşmayı dilemektir. Allah, bu dileği kişinin kalbinde görünce anında Rahîm esmasıyla tecelli eder. Ve peş peşe 7 furkan,12 tane ihsan vererek onu mürşidine ulaştırır. 7 nimetle destekleyerek vasıta emirleri ona sevdirir. Ve çok kısa bir süre içerisinde 7 kademede nefs tezkiyesiyle kişinin ruhu Allah'a ulaşır. Bu; 3. kat cennet ve dünya saadetinin yarısının elde edilmesi demektir. Bu noktaya kadar herşey, Allah'ın hediyesi, Allah'ın lütfu, Allah'ın bağışıdır. Sadece bir dilek bize aittir, geri kalanlar Allahû Tealâ'ya aittir. Bundan sonra nefsin tasfiyesi yani bütün afetlerden kurtulması için kişinin yapması gereken şey zikrini arttırmaktır. Çünkü bizi mutsuz ve huzursuz kılan şey; nefsimizdeki 19 afet, onların panzehiri ise zikirdir. İslam'ın muhtevasında bulunan 4 teslimi yaşayan,ruhunu,veçhini,nefsini ve iradesini Allah'a teslim eden bir insan, hem bu dünyada hemde ahirette sonsuz saadeti yaşayacaktır.Allah razı olsun. Devam edecek..
|