Kütahya Osmanlı Kültürünü Yayma ve Yaşatma Derneği okyay derneği

Halkımıza Geçmiş Olsun. Tartışmalı Seçimi Daha Atlattık.

Anasayfa » Güncel Olayların Yorumları » Halkımıza Geçmiş Olsun. Tartışmalı Seçimi Daha Atlattık.
share on facebook  tweet  share on google  print  

Halkımıza Geçmiş Olsun. Tartışmalı Seçimi Daha Atlattık.

"Güncel Olayların Yorumları" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar
Halkımıza

Halkımıza Geçmiş Olsun.

 Tartışmalı Seçimi Daha Atlattık.

Halkımıza geçmiş olsun. Çok şükür tartışmalı bir seçimi daha atlattık. Seçimler demokrasinin mihenk taşıdır. Bir yarışma havasında geçmesi lazım. Gelişmiş ülkelerde böyle oluyor. Seçime katılan siyasiler, yapmayı düşündükleri hizmetleri anlatıp, seçmenden destek ister. Bizim siyasiler bunu sinir savaşına çeviriyor. Birbirlerini kötülemekten, yapacakları hizmetleri anlatmaya vakit kalmıyor. İnsanlarımız bu siyasi çekişme arasında kalıyor.

Ülkemizde çok şükür demokrasi yerleşti, aynı aile içinde farklı görüşler, artık birbirlerine saygı gösteriyor. Fakat politikacılarımız rakiplerine aşırı yükleniyor. Birbirlerini kırıyorlar. Düşmanlarımız, bu mücadele azmimizi kötüye kullanıyor. Bir siyasi gruba destek verip, iç işlerimize karışıyorlar. Siyasi hırs yüzünden bu müdahalelere gereken cevap verilemiyor. Menfaat gruplarının seçimlere karışmalarına engellemek için, kanun ile belirlenen bir oy oranına ulaşan siyasi partilere, devletimiz oy oranına göre maddi yardım yapıyor. Bu husus, birçok gelişmiş devletlerde bile olmayan bu güzel bir uygulama ile seçilenlerin bağımsız ve tarafsızlığı amaçlanıyor.

Sık seçim yapılması da, birliğimizin bozulmasına, insanlarımızın gerginleşmesine sebep oluyor. Eskiden büyüklerimiz batıdan gelen bu particilik, bizi bitirecek diye şikâyet ederlerdi. Bu görüş bir bakıma haklı gibi görünse de, çoğunluğun tespiti için başka bir yöntem yok. Demokrasi çoğunluk rejimidir. Azınlıkta kalanlar, çoğunluğun yönetim biçimine saygı göstermek zorundadır. Çoğunluğun uygulamasını beğenmeyenler örgütlenip, düşüncelerin toplumla paylaştıktan sonra, meşru bir seçimle çoğunluğun desteğini sağladıkları takdirde, yönetimi devir alıp, düşüncelerini uygulamaya koyabilir.

15 Temmuz Darbecileri :

Bu demokratik yöntemin dışında yönetimi devir almaya çalışmak zorbalıktır. Darbedir. Toplumun hukukunu hiçe saymak, çoğunluğa karşı zor kullanmaktır. Bu sebeple 15 Temmuz darbesini yapanlar şimdi yargılanıyor. Bu darbenin liderlerine 141 kez müebbet hapis cezası verilmiş. Bu darbe sevdalılarından milletimiz çok çekti. 1960 ve 1980 darbeleri ile devletimiz geri kaldı. Osmanlıdan ayrılan birçok batı devletleri refah seviyesi bakımından ülkemizi geçtiler.  15 Temmuz darbecilerine verilen cezalar, İnşaallah caydırıcı olur. Milletimiz bir daha böyle zorbalıklarla karşılaşmaz.

Mısır Darbesi :

Demokratik rejimi bizim gibi ülkelerle dikte eden batı ülkeleri, bu sistemi sömürü düzeni olarak kullanıyor. Bir ülkede istemedikleri bir siyasi görüş hâkim olduğunda, onu yönetimden düşürmek için ekonomik, siyasi ve hatta askeri güçlerini kullanarak düşürmek için, tüm imkânlar kullanılıyor.  Bunun en somut örneği Mısırda meydana gelmiş, Demokratik bir şekilde seçilen, rahmetli Sayın Mursi Yönetimi bir sene olmadan, darbe ile düşürülerek, batının komutu ile hareket eden, bir piyon iş başına getirildi. Şu anda Mısır halkı, istemediği bir yönetime katlanmak zorunda kalıyor. Zengin toprakların sahibi olmalarına rağmen, garipleri yaşıyorlar.

Basın ve medya’yı takip edenler görmüştür. Rahmetli Mursi mahkeme salonunda, demir parmaklıklar içinde, hastalığı ile ilgilenilmediği için,   can çekişerek vefat etmesi üzerine yapılan tenkitler için, ABD yönetimi, “Sadece seçimler her şey değildir.” Beyanları ile sakat demokrasi anlayışlarını ilan etmiş oldular. Batıya göre demokrasi budur. ABD Dolarını, özel bankada basan Yahudi azınlık, refah içinde yüzerken, ABD nin kalkınması için, kimliklerini kaybeden zenciler yokluk içinde yaşıyor. Bu durum ABD için normaldir. Kendilerinin çelişkili sömürü düzenlerini bakmadan bize akıl vermeye çalışıyorlar.

Türkiye küresel bir baskı altında :

Ülkemiz halen siyasi müttefiklerimiz olan ABD ve Batı ülkelerinin küresel bir baskısı altındadır. ABD imalatında ortağı olduğumuz ve parası ödenen F35 Uçaklarımızı vermiyor. Uçağı yapan şirket ortaklığından bizi çıkarmakla tehdit ediyor. Yetmez, ABD bize vermedikleri Patriyot hava savunma sistemlerinin, daha gelişmişi olan S 400 savunma sistemini Rusya’dan almamıza karşı çıkıyor. Kendilerinin demode olmuş, sistemlerini çok fahiş fiyatla almaya, bizi zorluyor. Bu konuda bizi tehdit ediyorlar. 31 Temmuz 2019 tarihine kadar bize süre vereceklermiş. Sevsinler. Karşılarında eli mahkûm bir zenci devleti var. Zannediyorlar.

Bunlardan demokratik bir müttefiklik olmaz. Şimdiye kadar NATO ittifakımızın en büyük devleti diye, Türk yöneticilerinin, demokratik bir terbiye içinde kendilerine saygı göstermelerini, bunlar yanlış anlamış olmalılar.  NATO İttifakı içinde aynı savunma sistemini kullananlar olduğu ve aynı sistem ile donatılmış Arap ülkeleri ile yakın ilişki içinde olmaları itirazımız hiç itibar görmüyor. Böyle müttefiklik olur mu?

Avrupa Birliği de düşmanlık yapıyor.

Avrupa ülkeleri, yeni devlet olan, küçük siyasi grupları devlet olarak kabul edip, birliklerine alırken. Altmış yıldır kapıda bekleyen ülkemize zorluk çıkarıyor. Küçük Rum devletçiklerinin itirazına, bizi mahkûm ediyor.   Yıllarca komünist demir perdeye karşı koruduğumuz, Avrupa, müttefiklik hukukumuza suiistimal ediyor. Ülkemizi bölmek isteyen terör örgütüne her türlü destek veriliyor. Bölücülerin ağzı ile bize demokrasi dersi vermeye kalkıyor. Gümrük birliği anlaşması kötüye kullanılıyor. Bizi sömürüyorlar. Böyle müttefik olmaz olsun.

Doğu Akdenizde tehlike var.

Doğu Akdeniz ile hiç bağlantısı olmayan devletler, şımarık Rum’un daveti ile burada bulunan zenginliklere sahip çıkmaları bir yana, bizim de arama yapmamıza karşı çıkılıyor. Yüzsüzlük, hainlikte sınır tanınmıyor. NATO Müttefiklik antlaşması ile ortak olduğumuz, büyük, küçük Avrupa devletleri bize posta koyuyor. Utanmadan binlerce kilometre uzaktan gelip, ev sahibini kovmaya çalışıyorlar. Bu ayak oyunları ile geçmişte ülkemizin orta doğu Balkanlar ve egedeki hak ve menfaatlerini çiğneyen bu yüzsüzlere artık pirim verilmemelidir.

AK Parti ve Erdoğan düşmanlığı bunların yeni silahıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu kritik dönemde, ülkemizi Cumhurbaşkanlığı sistemine geçirmesi, Rus, Çin ve İran ile ittifaklar yapması, S 400 hava savunma sistemini almakta israr etmesi, doğu Akdeniz’deki haklarımızı korumak için, etkin tedbirler alması, bunları çileden çıkarıyor. 15 Temmuz darbecileri ile bölücü örgüt mensuplarını korumaları yetmezmiş gibi, şimdi hükümetimizi anti demokratik olmakla itham edip, siyasi muhalif partileri tahrik ediyorlar. Ekonomik olarak ele geçirdikleri bazı basın yayın organları ile ülkemizde kargaşa çıkarmaya çalışıyorlar.

Birlik ve beraberliğe ihtiyaçımız var.

Bu küresel saldırılardan kurtulmanın yolu, birlik ve beraberliktir. İstanbul Belediye başkanlığı seçimini muhalefet partilerinin adayının kazanması iyi oldu. İktidar partisinin adayı kazanmış olsaydı. Batının teşviki ile tekrar itiraz edilip, birlik ve beraberliğimiz çok daha fazla hırpalanacaktı. Seçim sonuçları ilan edildikte sonra, adaylar ile iktiidar ve muhalefet liderlerinin, olumlu mesaj verip, birlik berberliğimizi pekiştirmeleri çok daha iyi oldu.

Onun için halkımıza bir daha tekrar geçmiş olsun. Diyorum.  Seçim döneminde yaşanan kırgınlıklara son verip, birbirimize sarılmalıyız. Aksi halde, cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında atalarımızın zayıflığından istifade ederek gelecek nesillerin hak ve menfaatlerini çalan, bu yüzsüz batı, yeni ortaya çıkan zenginliklerimizi de çalacaklar. Gelecek nesillerimizin, gelişen dünyada fakir kalmalarına sebep olacaklardır.

Aynı inanç ve kültür sahibi olan insanlarımızın küçük anlayış farklılıkları zenginliğimizdir. Çevremizdeki İslam toplumlarını karıştırarak onların zenginliklerini çalan sömürgeci batı, şimdi de bizi de karıştırmak istiyor. Bunu bizzat yapamadıkları için, küçük farklılıklarımızı kaşıyarak, bizi bize düşürmek ve böylece bizi güçsüz bırakıp sömürmek istiyorlar.  Halen ABD nin ilk hedefinde İran var. Fanatik Yahudi devletini korumak için, mazlum Filistin Müslümanlarını ezdiği yetmez gibi, Şimdi yönlendiremedikleri için, tehlikeli gördükleri İran’ı da yemek istiyorlar. Ondan sonra sıranın bize geleceğinden kimsenin kuşkusu olmasın. Halen arada sırada, bize dostluk mesajları yollamalarının sebebi, İran’ı tamamen bitirememiş olmalarıdır.

İran’ın Rus, Çin ve ülkemiz ile ittifak içinde olmaları, onların açık saldırılarını engelleyen en önemli faktördür. Müslüman ülkeler birlik ve dayanışma içinde olmak zorundadır. İnsanlarımızın zor zamanlarında birbirlerine daha kenetlenip, tevhidi meydana getirdiklerini biliyorum. Atalarımızdan kalan bu hasletimize günümüzde de çok ihityaç var. O zaman Allah’ın yardımı da gelecek. Tüm zorluklar aşılacaktır. İşaallah.

lutfitumturk@hotmail.com                                                                                                 Lütfi TÜMTÜRK

Kaynak : Lütfi Tümtürk
Tür : Diğer Tarih : 25.06.2019
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]
Sayfa Ziyaret Sayacı
29.130