Kütahya Osmanlı Kültürünü Yayma ve Yaşatma Derneği okyay derneği

Hak Mümin Kavramı Gerçek Mümin olmanın Şartları

Anasayfa » Tasavvuf Konuları » Hak Mümin Kavramı Gerçek Mümin olmanın Şartları
share on facebook  tweet  share on google  print  

Hak Mümin Kavramı Gerçek Mümin olmanın Şartları

"Tasavvuf Konuları" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

Hak Mümin Kavramı

Gerçek Mümin olmanın Şartları  

Kutsal kitabımızda hak (Gerçek) mümin kavramı var. Allah, sadece kâfirleri cezalandıracağını söylüyor. Biz de, hamd olsun bir İslam ülkesinde ve bir Müslüman ailenin çocuğu olarak dünyaya geldik. İslam’ı elimizden geldiğince yaşamaya çalışıyoruz. Ancak, Cehenneme atılan bazı müminlerin, imanları kendilerini kurtaramamış. (Enam-158). Bu sebeple bizi cehennem’den kurtaracak gerçek mümin olmanın yolu nedir? Öğrenmek istiyoruz. Bu hususu kur’ânı kerimde aradığımızda, şu ayetler ile karşılaşıyoruz. Öncelikle şu ayetleri inceleyelim. 

8/ENFÂL-1: Yes’elûneke anil enfâl(enfâli), kulil enfâlu lillâhi ver resûl(resûli), fettekullâhe ve aslihû zâte beynikum ve etîûllâhe ve resûlehû in kuntum mu’minîn (mu’minîne).

“Sana ganimetlerden sorarlar: “Ganimetler, Allah'ın ve Resûl'ündür.” de. Artık Allah'a karşı takva sahibi olun ve aranızdaki durumu ıslâh edin (düzeltin)! Eğer mü'minlerseniz, Allah'a ve O'nun Resûl'üne itaat edin.”

 8/ENFÂL-2: İnnemel mu'minûnellezîne izâ zukirallâhu vecilet kulûbuhum ve izâ tuliyet aleyhim âyâtuhu zâdethum îmânen ve alâ rabbihim yetevekkelûn (yetevekkelûne).

Gerçek mü'minler onlardır ki; Allah zikredildiği zaman kalpleri titrer (cezbelenir). Ve onlara Allah'ın âyetleri okunduğu zaman onların îmânlarını arttırır ve Rab'lerine tevekkül ederler.”

8/ENFÂL-3: Ellezîne yukîmûnes salâte ve mimmâ razaknâhum yunfikûn(yunfikûne).

“Onlar namazlarını ikame ederler (kılarlar) ve rızık olarak verdiğimiz şeylerden infâk ederler.”

8/ENFÂL-4: Ulâike humul mu’minûne hakkâ, lehum derecâtun inde rabbihim ve magfiretun ve rızkun kerîm.

“İşte onlar gerçek mü'minlerdir. Onların Rab'lerinin yanında dereceleri vardır. Ve onlar için mağfiret (günahların sevaba çevrilmesi) vardır ve kerim bir rızık vardır.”

Yukarıdaki ayetlerde açıklanan, Hak (Gerçek) müminlerin özellikleri ;

1-Enfal-1. Ayette; Allah’ın (Emir ve yasaklarına riayet) itaat etmek.   

2-Enfal-1.           ; Resüle (tabiiyet) İtaat etmek.

3-Enfal-2.           ; Allah zikredildiğinde kalplerin titremesi (cezbe),

4.Enfal-2.           ; Ayetler okuduğunda imanların artması.

5.Enfal-2.           ; Allah’a tevekkül (Teslim olmak ) etmek.

6.Enfal-3.           ; Namazlarını kılmak.

7.Enfal-3            ; Allahın verdiği rızıklardan infak (Zekat-Bir) etmek.

Görüldüğü gibi, sadece İslam ailesinin mensubu olmak kişiyi kurtarmıyor. Madem Allah’a inanıyorsun, ona ve resulüne itaat edeceksin. Allah’ın ayetlerini kalbine indireceksin. Bu ayetler okunduğunda kalbin titreyecek, İmanını artıracak, Allah’a tevekkül edip, onun emir ve yasaklarına riayet edeceksin. Sana verdiği rızıkları ihtiyaç sahipleri ile paylaşacaksın. Bu emirleri yerine getirenlerin hak mümin olmaya hak ettikleri anlaşılıyor. Son ayetimizde de, bu nitelikleri yaşayanların hak (Gerçek) mümin oldukları, Onların rablerinin yanında pozitif dereceler (sevap) ve günahlarının af ve mağfiret (Günahların sevaba çevrilmesi) edileceği bildiriliyor.

Fakat çağımız Müslümanlarının çoğunluğu Allah’a itaat ediyorum. Diyor. Sonra her türlü muhalefet yapılıyor. Resul kavramı, Peygamber olarak algılandığı için, Nebiler arası fetret devrinde (Maide-19) yaşayan veli resuller tanınmıyor ve aranmıyor. Allah’ın anılmasında kalplerin titremesi, ayetler okununca huşu duyuyor muyuz. Günümüz ülke yönetimine talip olan muhalif, siyasi partinin yöneticisi, din dersi ve kur’ân kursları için çağ dışı eğitim diyor. Namazlar sanki sadece yaşlılar için, camilerde gençler görünmüyor. Zekât müessesesi senede bir defa hatırlanan, sadece varlıklı kişilere mahsus, kısıtlı infak olarak algılanıyor. Bu anlayış ile nasıl gerçek (Hak) mümin olunur. Bu yüzden Pandemi, yangın sel felaketleri gibi afetler imtihanlar yaşanıyor. Bu belalar başımıza neden geliyor. Günahımız dedir. Diye düşünen yok. Allah müminleri savaşta ve barışta koruyordu. Çağımız Müslümanları neden korunmuyor.? Çünkü çağımızda Kur’ândaki İslam tam yaşanmıyor. Yaşandığı zannediliyor.

10/YÛNUS-103: Summe nuneccî rusulenâ vellezîne âmenû kezâlik, hakkan aleynâ nuncil mu’minîn.

Sonra Biz, resûllerimizi ve âmenû olan kimseleri böyle kurtarırız. Mü'minleri kurtarmamız üzerimize haktır.

32/SECDE-29: Kul yevmel fethi lâ yenfeullezîne keferû îmânuhum ve lâ hum yunzarûn (yunzarûne).

De ki: "Fetih günü, kâfir olanlara (Allah'ı dilemeyenlere) îmânları bir fayda vermez ve onlara süre verilmez."

6/EN'ÂM-82: Ellezîne âmenû ve lem yelbisû îmanehumbi zulmin ulâike lehumul emnu ve hum muhtedûn.

“Âmenû olan kimseler ve îmânlarını zulümle karıştırmayanlar, işte onlar (korkudan) emindirler. Ve onlar hidayete erenlerdir.”

Yukarıdaki Secde-29. Ayete lütfen dikkat edelim. Fetih gününe ulaşan insanlar da iman sahibi, Allah’a inanan kişiler fakat onların imanı kendilerini kurtaramıyor. Ben Müslüman’ım günahım kadar cezalandırıldıktan sonra cennete gideceğim diye düşünen insanlarımızın ne kadar yanıldıkları anlaşılıyor. Bu insanlar da Mümin ama hak mümin olmadıkları anlaşılıyor. Onun için Allah ve Resulüne itaat etmeyen, Allah’ın emirlerini kalbine indirmeyen kişi namaz kılıp, sene bir defa kısmen zekâtını verse de gerçek (Hak) mümin olamıyor.

Enam-82. Ayette Allah, “Âmenu olan ve imanlarını zulüm ile karıştırmayanlar.” deniliyor. Hz. Peygamberimiz, Cibril Hadisinde, “İman, Allah’a Meleklerine, Allaha mülaki olmaya, resullerine, öldükten sonra dirilmeye iman etmektir.” Buyuruyor. Allah’a, Meleklerine ve öldükten sonra dirilmeye imanda ihtilaf yok. Fakat resullerine iman, Nebilere iman haline getirilmiş. Allah’a mülaki olmak iblis tarafından ortadan kaldırılmış. Allah’a ruhen Mülaki olmak, küçük tasavvuf gruplarının yerine getirebildiği bir inanç haline gelmiş. İmanın şartları yaşanmıyor.

Sevgili okuyucularımız, sadece ülkemizde değil, İslam âleminde bile dinimiz İslam, doğru dürüst yaşanmıyor. İslam toplumlarının hepsi birbiri ile sürtüşme halinde, hepsi İslam’ı sadece kendilerinin yaşadığını zannediyor. Birlik, beraberlik, dayanışma yok. İslam toplumlarını tevhide davet eden, devlet ve siyasi gruplar dışlanıyor. Hıristiyan batı ile İslam dünyası aleyhine işbirliği yapılıyor. Böyle Müslümanlık olmaz. Diye düşünüyorum.

6/EN'ÂM-158: Hel yanzurûne illâ en te’tiyehumul melâiketu ev ye’tiye rabbuke ev ye’tiye ba’du âyâti rabbik(rabbike), yevme ye’tî ba’du âyâti rabbike lâ yenfeu nefsen îmânuhâ lem tekun âmenet min kablu ev kesebet fî îmânihâ hayrâ(hayran), kul intezırû innâ muntezırûn (muntezırûne).

“Onlar (illâ), onlara meleklerin gelmesini mi veya Senin Rabbinin gelmesini mi veya Senin Rabbinden bazı âyetlerin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinden bazı âyetlerin (mucizelerin) geldiği gün, daha önce îmân etmemişse (âmenû olmamışsa) veya îmânıyla bir hayır kazanmamışsa onun îmânı kendisine bir fayda vermez. De ki: “Bekleyin! Muhakkak ki; Biz de bekleyenleriz.”

Yukarıdaki ayette de, Mümin olup, İslamı yaşayamayanların durumları anlatılıyor. Onlar ayet mi gelmesini bekliyorlar deniliyor. Ayetler gelip her şey ayan olduktan sonra imanlarının kendilerine fayda vermeyeceği anlatılıyor. Müslüman Allah’a, resullere ve ayetlere inanan ve Allah’a teslim olan kişidir. İnanıyorum ama teslim olamam, sorumluluklarım var. Din adamları böyle söylemiyor. Şeklindeki zayıf iman ile hak mümin olunamaz. Kişi iman etmiş ama o imanı kendisine hayır kazandıramamıştır. Bu iman kişileri kurtarmıyor.   

34/SEBE-17: Zâlike cezeynâhum bimâ keferû, ve hel nucâzî illel kefûr (kefûra). 

“İşte böylece inkârlarından dolayı onları cezalandırdık. Biz, kâfirlerden başkasını cezalandırır mıyız?”


Sevgili okuyucularımız, lütfen inancımızı sorgulayalım. Hak müminin özelliklerini tekrar gözden geçirelim.  Biz bu özelliklerin hangilerini yaşıyoruz. Allah’a itaat, onun emir ve yasaklarına uymaktır. Resule itaat çağımızda yaşayan (Allah’ın hacet namazında gösterdiği) bir rehber, kur’ân öğretmeni veli mürşide tabi olmaktır. Allah’ın ayetlerini kalbimize indirebiliyor muyuz. Kazandığımız gelirlerimizden ne kadar infak ediyoruz. Fedakârlık yapmadan sadece namaz kılmak insanı kurtarmıyor. Onun için kendimizi sorgulayıp imanımızı tartalım. Hemen Allah’a ulaşmayı dileyip, bir irşat makamını arayalım.  Bu düşünceler ile konumuzu tamamlayalım.ins.

23.7.2022

lutfitumturk@hotmail.com                                                                                    Lütfi TÜMTÜRK

Kaynak : Lütfi TÜMTÜRK
Tür : Diğer Tarih : 24.07.2022
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]
Sayfa Ziyaret Sayacı
44.012