İslami Hükümlerim Yaşanmamasının Sonuçları Son yıllarda ülkemizde ve dünya’da tabii afetler hiç eksik olmuyor. 2019 yılı Pandemi felaketinden bu yana başta deprem, salgın hastalıklar başta olmak üzere, söndürülemeyen orman yangınları, sel felaketleri gibi afetler ile uluslar arası uyuşmazlıklar hiç eksik olmadı. İddia ediyorum. Aksini düşünenler 219 den itibaren bu felaketlerin istatistiklerine baksınlar. 2019 yılı öncesi ile sonarsı arasında açık fark olduğunu göreceklerdir. Felaket tellallığı yapmak istemiyorum. Ancak, insanların yaşantısını olumsuz etkileyen bu olaylar niçin meydana geliyor. Sebebi nedir. Şeklinde düşünmekten kendimi alamıyorum. Sonunda şahsen şu karara vardım. Kainatın yaratıcısı Allah, kullarının mutlu olmaları için kutsal kitaplarını ve bunların öğretmenleri olan Nebi ve onların olmadığı dönemlerde, veli resullerini her zaman ve mekanlarda görevlendirmiş. Fakat insanlar nebi ve resullere inanmayıp, Allah’ın lanetlediği şeytan ve kendilerini Allaha karşı tahrik eden nefislerine uyup, yoldan çıkmışlar. Bu yozlaşmanın İslamiyet dâhil tüm semavi dinlerin hepsinde yaşandığını görüyoruz. Bu konuda İsraili örnek vermek istiyorum. Bağnaz Yahudiler orta doğu bölgesinin Allah tarafından kendilerine tahsis edildiğini, bu toprakları zorla da olsa alacağız. Bağnaz ve fanatik Yahudilere vaat edilen topraklarda İsrail hâkimiyetinde dünya devleti kuracaklarını inanıyorlar. Bu inançla, bu toprakların sakinlerini haksız hukuksuz zulüm ile soy kırım uygulanıyor. Ekonomik güçleri ile hâkimiyeti altına aldıkları Amerika ve bazı Hıristiyan ülkeleri de inançları doğrultusunda kullanıyorlar. Yazımızda Yahudilerin bu bağnaz saplantılarını işaret ettikten sonra, ayrıntısına girmeden, sadece mensubu olduğumuz Müslümanların yaşantısına gelmek istiyorum. Müslümanlar hiçbir harfi değişmemiş kutsal kitapları olmasına rağmen, İslam toplumlarında farklı uygulamalar görüyoruz. Müslüman ülkelerinin hemen hepsi birbirine düşman, yer altı zenginliklerine rağmen sefilleri yaşıyorlar. İlim ve fende geri kaldıkları bir gerçek. Hâlbuki Müslümanlar kardeştir. İlim, onların kaybedilmiş. malıdır. Buna rağmen neden geri kalıyorlar. Endülüs Emevileri ve Osmanlı döneminde ilimde ve fende ileri gittikleri biliniyor. Bu gün Müslümanların neyi eksik, diye araştırdığımızda, çağımızda Kur’ândaki İslam’ın yaşanmadığını görüyoruz. Günümüzde Kur’ân terk edilmiş. Artık el yazması kitaplarla amel edilip, İslam’ın gerçek manada yaşanmadığını görüyoruz. Aksi durum olsa, Allah’ın yardımı ile bu rezillikler yaşanmazdı. Allah, Ahzap suresi-40. Ayette, Hz. Peygamberin son (Resul değil) Nebi olduğunu söyler. Fakat, Son resul olduğuna inanılır. Muminun-44. ayetinde resullerin aralıksız geleceği bildirilir. Maide-19. Ayette, her dönemde resul olduğu bildirilmesine ve İmanın şartlarından biri, bu resullere iman olmasına rağmen, yaşayan veli resuller aranmaz. Kur’ân öğretmeni olan bu resuller olmadan, Fatiha ve Ali İmran suresi-164. Ayette bahsi geçen (Başlarının üzerinde nimet olan) Allahın bu resulleri olmadan kur’ân yaşanamaz. Nebilerin olmadığı dönemlerde, yaşayan veli resullere inanmayınca, kur’ân hükümleri yanlış anlaşılır. İslami hükümler yanlış uygulanır. Kur’ân hükümleri yaşanmayınca, Allah’ın yardımı gelmez. Bu rezillikler yaşanır. Günümüzde daha pek çok husus yanlış yaşanıyor. Biz sadece bu konu ile yetinelim. Okuyucularımızı yormak, istemiyorum. İlgilenenlerin verdiğimiz ayetleri incelemelerini ümit ediyorum. O zaman gerçek anlaşılacak günümüz Müslümanlarının kur’ândaki İslamı gerçekten yaşamadıkları, kur’âna aykırı elyazması kitaplar ile oyalandıkları anlaşılacaktır. İslam yaşanmadığı için Allah’ın yardımı alınamıyor. Hâlbuki Allah, Rum suresi-47. Ayette, sıkıntıdaki “Müminlere yardım etmek üzerimize haktır.” ve “Mücrimlerden intikam aldığını” bildiriyor. Fakat, günümüz Müslümanları Gazze’de olduğu her yerde eziliyorlar. Günümüz felaketleri Müslümanlar için bir uyarıdır. Allah, Tevbe-126. Ayette açıklandığı gibi toplumları imtihan ediyor. Kullarının gerçekleri görmelerini, Nebilerin sağlığında olduğu gibi, Nebilerin olmadığı fetret devirlerinde yaşayan Veli resullerini aramalarını, ona itaat etmelerini ihtar ediyor. Gerçekler görülüp, Tövbe ile Allah’a yönelindiğinde Allah’ın yardımı mutlaka gelecek. Ali İmran suresi 139 ve 160. Ayette açıklandığı gibi müminler mutlaka galip geleceklerdir. Endülüs Emevileri ve Osmanlı dönemlerinde olduğu gibi güçlü toplumlar olacaklar. İnsanlarımızın bu gerçekleri görüp Allah’a yönelip, ona teslim olmaları dileği ile yazımızı tamamlayalım. İns. lutfitumturk@hotmail.com. Lütfi TÜMTÜRK
|